
Projektörlerin yalnızca sorulduğu zaman konuşması ve sürekli davet beklemesi gerektiği gibi yanlış bir bilgi yayılıp duruyor. Bu bilgi yanlış!
Bir kere Human Design – İnsan Tasarımı bize deneysel bir süreç sunar. Elinize sağlam bir yol haritası verir fakat sert kurallar dayatmaz. İnsanları tektipleşmeden kurtarmak isteyen bir yöntemin tam tersi bir yönde sunulması gerçekten sinir bozucu.
Bazı Human Design profesyonellerinin dahi kafasının karıştığı ve bilgiyi yanlış aktardığı bir konu bu. “Hiç bir zaman davet edilmeden konuşma, eyleme geçme” diyorlar projektörlere. Bu yanlış bilgiyi verenler genelde sakral otoriteli Jeneratörler oluyor. Çünkü kendi sistemleri adım adım cevap üretmek üzerine kurulu. Oysa bir Projektör hayatın her anında, tıpkı sakral otoriteli bir jeneratör gibi cevap vere vere, adım adım harekete geçen bir varlık değil.
Projektörler hayatta dört önemli noktada davetle hareket ederler. Romantik ilişkiye, yeni işe, yeni bir arkadaşlığa başlarken ve ev-mekan-ülke değişikliğinde. Bu dört başlık için yeterli motivasyona sahip bir davet hayati önemdedir. Çünkü süreci tamamlayacak enerji o kuvvetli davetin içindedir. Yetersiz bir davet ile hatta davetsiz şekilde eyleme geçmek projektörü yorar ve acıtır.
Projektör bu büyük başlangıçlara sağlıklı bir şekilde girdikten sonra artık kendi sürecinin içinde sürekli davet beklemek zorunda değildir. Adımlarını kendi içsel otoritesini kullanarak istediği gibi atabilir. Hatta doğru şekilde girdiği bir işin sorumluluğu kendisindeyse o iş sınırı içinde Manifestör gibi davranabilir. Yani süreçleri başlatan ve bitiren olabilir.
Projektör olmak ile projektör kanala sahip olmak farklı şeyler. Fikrin sorulmadan, yardım istenmeden bir başkasının sürecine dahil olmak hepimiz için yanlıştır. Gene de davet konusu bazıları için anlaşılması zor bir konu olabilir. Davet illa sözel olmak durumunda mı? Hayır. Jest ve mimikler, beden duruşu da güçlü enerjik bir davet olabilir.
Bu sistemde, herkesin kendi iç otoritesi ve stratejisi vardır. Kararlar bireyin kendi içsel gücüyle alınır. Hayat bir dizi deneyler silsilesi ile beraber ilerler. Her deneyle katman katman özgürleşirsin. Her etkileşim, seni yeni bir farkındalık fırsatı olarak kendi özüne ve hayat amacına yaklaştırır.
Tasarım haritan seni yönetmez. Sen o haritanın verdiği ipuçları ve içsel gücünle hayatını kendi yörüngene adım adım yerleştirirsin.
Ne sadece aura tipin ne otoriten ne enkarnasyon haçın ne diğer detaylar seni tam olarak tanımlamaz. Sen aslında her an sayısız etkileşimin olduğu bir programda, inanılmaz kompleks bir varlık olarak sadeleşmeye ve programdaki yerine yerleşmeye çalışırsın.
Varsay ki her birimizin birer evreni var. Kendi güneşi, ayı, yer küresi, Jupiteri, Satürnü vb olan bireyleriz. Ve her birimiz biraya gelince ortak evrenimizi, programımızı yaratıyoruz. İşte İnsan Tasarımı kendi evreninde kendi öz amacına uyumlanmanı, büyük programdaki yerini almanı kolaylaştıran bir pusula. Ve her birimizin varlığı ve yolculuğu biricik.
Projektörlerin en zorlandıkları konu edindikleri bilgiler ile ne yapacakları konusudur. Odaklanmak ve bir konuda uzmanlaşmak hayatlarını oldukça kolaylaştırır. Uzmanlıklarını başkalarının görebileceği şekilde sosyal medya gibi bir ortamda ortaya koymaları da süreçlerinin sağlıklı akmasına yetmez. Diğer insanlarla fiziksel etkileşim içinde olmaları, düzenli aralıklarla kozalarından çıkmaları da gerekir.
Projektör jeneratöre enerjisini nasıl verimli kullanacağı, manifestöre dirençle karşılaşmadan süreçleri nasıl başlatıp bitireceği konusunda rehberlik eder. Şefkatli ve kararlı bir projektörün rehberliği çok kıymetli ve konforludur. Çünkü onun ana motivasyonu karşısındakini tanımaktır. Derinlemesine tek bir kişiye odaklanır ve sadece zihinsel değil auratik olarak da bilgiye erişir. Projektörün karşısındaki kişiye uyumlanma hali, netliği ve o anın ihtiyacı olanı çıkarma yeteneği talep edene büyük katkı sunar.
Günün sonunda, size uyan bir projektörden rehberlik almak benzersiz bir ruh sözleşmesidir. Siz alanınızı açarsınız, o ihtiyacınız olanı kendi bilgeliği nispetinde önünüze serer. Bu yazıyı özellikle kendi tecrübemden yola çıkarak yazdım. İçine doğduğumuz bu sistem, projektörleri görmeyen, görmediği için de takdir etmeyen bir sistemdi. Bu nedenle bizler için büyümek, olgunlaşmak biraz acıtıcı bir süreç oldu. Neyseki artık dünya bizleri tanımaya, takdir etmeye başladı. Kendimizi uzmanlıklarımız aracılığıyla daha rahat ifade edebileceğimiz bu dönemde “yanlış bilgi” ile cesaretimiz kırılmasın aksine artsın istedim.
Sevgilerimle,
Mine
The success of Yoga does not lie in the ability to perform postures but in how it positively changes the way we live our life and our relationships.
Select Date & Time
Your Reservation
Location
{location_name}Clients
Instructor
{employee_name}Price
{reservation_price}Total: €0