İnsanlar auralarına göre dört tipe ayrılır. Jeneratör Aurası, en sık görülen aura tipidir. Onları diğerlerinden ayıran en büyük fark hiç durmadan enerji üreten bir santrale sahip olmalarıdır. Yaratıcı yaşam kuvvetini oluşturan, yaşamı yönlendirme ve sürdürme gücü olan bu enerji merkezine Sakral adı verilir.
Jeneratörler için en hayati şey ürettikleri enerjiyi kendilerine tatmin sağlayacak kişiler, işler, durumlar için kullanmalarıdır. Bunu başaramadıklarında hissettikleri en baskın duygu hüsran olur.
Sakral, dışarıdan gelen bir etkiye (soruya) ya heyecanlanarak EVET der ve enerji üretimi o anda artar ya umursamayarak HAYIR der ve enerji üretiminde kayda değer bir artış olmaz. EVET cevabı içerde göbek ile pelvik arasındaki bölgede fark edilecek ölçüde bir titreşime sebep olur. Kimileri bunu hıhı gibi bir onay sesi olarak tarif eder.
Jeneratörün aurası mıknatıs gibi çalışır. Hayalini kurduğu, söz ve yazıyla ifade ettiği durum/olay/kişi/işleri hayatına çeker.
Jeneratör, hayatına çektiği şeylere bedeninden çıkan Evet/Hayır’a göre enerjisini bağlar veya bağlamaz. Bu aura tipine sahip olanlar, bedenlerinin yanıtları yerine zihinlerini kullanarak karar verdiklerinde tatmine ulaşamazlar. Heves uyanmadığı halde işime yarar diyerek veya sosyal mecburiyetler gibi sebeplerle bağlandıkları her durum tabiri caizse ayaklarına dolanır.
Özellikle ilişki, evlilik, iş, taşınma gibi hayati konularda bedenin tepkisi mutlaka takip edilmeli ve bu tepkiye göre karar alınmalıdır. Hep hatırlamak gerekir ki Sakral uzun soluklu durumlarda karşı taraf ile enerjisini kullandırmak üzere bir KONTRAT imzalamış olur. Bu kontratı sonradan sadece kendi kararıyla bozması oldukça zordur.
Örnek olarak bir işe gerçek bir heves yerine “bu iş başkaları ile tanışmama, fırsatlar yakalamama yarar” diye girdiğinizde sonuç tam bir hüsran olur. İşler düzgün gitmez, siz bir türlü işten ayrılamazsınız. Genelde ya kovulursunuz ya sürünürsünüz ya şirket kapanır.
Jeneratörün tek yapması gereken olmasını istediği şeyleri hayal etmesi, üzerinde çalışması, yazması ve dillendirmesidir. Belli bir olgunluğa geldiğinde tutarlı olarak hayal ettiği, hazırlandığı her şeyi hayat zaten kendiliğinden karşısına çıkaracaktır. Bu noktadan sonra ona düşen tek şey karşısına çıkan hayalinin kendi bedeninde gerçek anlamda bir heves, EVET üretip üretmediğine bakmasıdır.
Bir jeneratör hayal ettiği şeyler karşısına çıktığında vücudundan çıkan EVETlere rağmen zihni nedeniyle sürekli hayallerini erteler, gerekli adımları atmazsa bedeni heves etmeyi, EVET demeyi bırakır. Bir nevi küser. Hayattan keyif almayı unutur, tatmin peşine düşmez.
Bir Jeneratör için,
hayati önemdedir.
Sevgili Jeneratörlere, sakrallerinin “Evet”lerine sahip çıktıkları tatmin dolu bir hayat dilerim.
Sevgiler,
Mine
The success of Yoga does not lie in the ability to perform postures but in how it positively changes the way we live our life and our relationships.
Select Date & Time
Your Reservation
Location
{location_name}Clients
Instructor
{employee_name}Price
{reservation_price}Total: €0